Anna Lappe’nin 2013 yılında New York’ta yaptığı bu Ted konuşmasında söylediği her şeye katıldığımı belirteyim öncelikle. Birileri para kazanacak diye çocuklara yönelik gıda reklamı yapılması, üstelik bunun sadece televizyonda değil okullarda, çocukların girdiği internet sitelerinde yani ebeveynlerin kontrolü dışındaki alanlarda gerçekleşmesinin açıklanabilir bir tarafı yok.
Bu konuda aktif çalışmalar yürüten Food Myth Busters grubunun videosunu daha önce şurada paylaşmıştım. Çocuğunu sağlıklı beslemek istiyorsan besleyebilirsin, buna kimse karışmıyor sözü tam bir kandırmaca. Anna Lappe’nin de konuşmasında söylediği gibi, bu ortamda çocuklarımızı sağlıklı besleme hakkından söz etmek biraz komik oluyor. Zararlı olduğu herkes tarafından kabul edilen gıdaları, okullara kadar sokup, çocukların aklını çelmek üzere oyunlar, ödüller tasarlayıp sonra da isterseniz çocuğunuzu sağlıklı besleyebilirsiniz demek tuhaf bir şey.
Anna Lappe konuşmasında ABD’deki durumdan bahsediyor. Ama sorunlar aslında ortak. Büyük gıda şirketleri dünyanın her yerinde aktif ve var oldukları her ülkede aynı taktikleri kullanıyorlar. Amerikalı bir çocuk ne kadar gıda reklamına maruz kalıyorsa, Türk akranı da o kadarına maruz kalıyor. Bunu anlamak için çocuk kanallarına bakmak yeterli. Çizgi film aralıklarında dakikalarca reklam veriliyor. Üstelik bunların çoğunluğu zararlı yiyecek ve içecek reklamları. Hep söylüyorum; reklamın gerisindeki ticari niyeti anlaması mümkün olmayan çocuklara reklam yapılması kesinlikle etik değil.
Biz yetişkinler o spor aletlerinin bizi birdenbire fit insanlara çevirmeyeceğini, bir mutfak aletinin bütün yorgunluğumuzu almayacağını veya bir içeceğin bizi karizmatik bir figür haline getirmeyeceğini bilebiliriz ama çocuklar, hele belli bir yaşın altında olanlar bunu nasıl anlayabilir? O yüzden “Reklamsız Çocukluk” için bütün ebeveynler kollarımızı sıvamalı ve çocuklarımızı maruz kaldıkları reklamlardan, özellikle de zararlı gıdalarınkinden, uzak tutmak için elimizden geleni yapmalıyız.