Birkaç gün önce sizlere ilk defa merhaba dediğimden beri, zaten hızlı akmakta olan hayatımda zaman çok daha çabuk geçmeye başladı sanki. Kafamda uçuşmakta olan düşünceler, tarifler dört dönmeye başladılar. İçimde bir yerlerde saklanmış duran edebiyatçı yönüm de yillar sonra yeniden hayat bulma ümidiyle iceriye sızan ışıklara doğru hızla koşmaya başladı. “Durun, herkesin bir sırası var” deyip aklımdakileri sakinleştirmeye çalışıyorum. Bu heyecanda, blogun açılmasıyla gelen olumlu tepkilerin de büyük payı var elbet. İlgi gösteren, tebrik eden, yüreklendiren, destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Mantı açmak çoğu insan için zor bir iştir. Doğrudur, uğraştırıcıdır çünkü, el oyalar. Rahmetli annem de büyük ihtimal böyle düşünerek benim için hazırladığı ilk tarif defterinde “kolay manti” adını verdiği bir tarife yer vermiş. Ben o zamanlar tam zamanlı bir yüksek lisans öğrencisi ve araştırma görevlisiydim. Tabii ki mutfakta beni oyalayacak hiçbir şey için vaktim yoktu pek. Eşime genelde oldukça basit yemekler pişiriyordum. Hatta az sonra vereceğim tarifteki hamur açma kısmını tamamen atlayıp yerine makarna kullanıyordum çoğu zaman. Annemin tarifin üzerindeki “makarna kullanabilirsin, tavuk suyunda haşla, daha lezzetli olur” notunu dikkate alarak… Hamur lafı gözünüzü korkutmasın bu arada, çok fazla uğraştırıcı bir yönü yok bu tarifin. Klasik mantının aksine bu “kolay mantı”da tavuk kullanılıyor ve zengin besleyici içeriğiyle mutfağın önde gelen baklagillerinden nohuta da yer veriliyor. Nohut, bitkisel protein ve B vitaminleri ile demir, kalsiyum, fosfat ve fosfor gibi mineraller açısından çok zengindir.
Annemin bu yemeği bizler için dar zamanlarda yaptığını çok iyi hatırlıyorum. Ama yılda birkaç defa bildiğimiz mantıyı da açardı, o tarifi de sizlerle sonra paylaşacağım. Önce kolayından başlayalım
bu tarif, birbirinden farklı ama bir araya geldiklerinde uyum gösteren malzemelerden oluşuyor ve tereyağında kızdırılmış nane ve pul biber kokusuyla beni fena halde cezbediyor. Bu iştah kabartıcı koku, annemin mutfağından gelen ve insanı kendine çeken en güzel kokulardan sadece birisiydi.
Tavuklu Nohutlu Kolay Mantı
6-8 kişilik
Malzemeler:
Hamuru için
1 yumurta
1,5 su bardağı (360 ml) ılık süt
Kardığı kadar un (yaklaşık 5 su bardağı-675 gr un ediyor, biraz daha sağlıklı bir alternatif olarak unun iki bardağını tam buğday unu olarak kullanabilirsiniz, ben öyle yaptım ve hatta hamuru da tam buğday unuyla açtım)
Yarım tatlı kaşığı tuz
İçine
1 su bardağı (200 gr) nohut
3 parça tavuk göğsü
¼ tatlı kaşığı tuz
Üzeri için
250 gr yoğurt
2 diş sarımsak
1 çay kaşığı tuz
Sosu için
2 çorba kaşığı tereyağı (Amerika için unsalted butter)
1 çorba kaşığı kuru nane
Yarım çorba kaşığı kırmızı pul biber (Zevkinize göre acı ya da tatlı olabilir. Amerika’da yaşayanlar için acı isterseniz “cayenne pepper”, tatlı isterseniz “paprika” kullanabilirsiniz.)
Yapılışı:
Nohutu akşamdan ıslatın ya da bunu yapmaya vaktiniz olmayabilir, o halde cam kavanozlarda satılan nohut konservesini de kullanabilirsiniz.
Akşamdan ıslatılmış nohutu ertesi gün, süzün ve yıkayın. Tavuk göğüsleriyle birlikte tuzunu da ekleyerek haşlayın. Soğuyunca tavuk göğüslerini didikleyin, nohutlarla karıştırın.
Hamur için olan bütün malzemeyi karıştırın ve yoğurun. Hamuru yoğururken ununu yoğurdukça ekleyin çünkü yoğurulan hamur bulunduğunuz yerin sıcaklığı, elinizin ve malzemelerin ısısı gibi faktörlerden etkilenir, alacağı un bunlara göre değişkenlik gösterebilir. Hamuru yarım saat dinlendirin, iki eşit parçaya bölüp iki hamur bezesi elde edin ve oklavayla 40-45cm çapında iki ayrı yufkayı açabildiğiniz kadar ince açın.
Hamur açarken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta:
- Hamurla elinizde çok oynamamaya özen gösterin çünkü çürüyebilir.
- Hamuru açacağınız yüzey mutlaka kuru olsun. Çalışacağınız yüzeyi önce unlamayı unutmayın.
- Oklavanız da kuru ve unlanmış olsun.
- Oklavanızı unlanmış hamur bezesinin üzerine yerleştirip yuvarlak hareketler yaparak bezeyi büyütün. Unlamaya devam ederek beze yaklaşık olarak servis tabağı büyüklüğüne geldiğinde oklavaya sararak açmaya devam edin. Yufkayı oklavaya sardıkça ellerinizi oklava üzerinde iki yana doğru hareket ettirin.
- Açtıkça un serpmeyi ihmal etmeyin, ama un ne çok, ne az olmalı. Un çok olursa, unu hamura yedirmekte dolayısıyla yufkanızı büyütmekte zorlanırsınız. Un az olursa, oklavaya yufkayı sardığınızda hamur birbirine yapışır.
- Açtığınız yufkaları, yenilerini açmak için bekletmeniz gerekiyorsa üzerlerini hafif nemli bir mutfak beziyle örtün, kurumasınlar.
- Unutmayın, hamur açma işi el alışkanlığıyla ilgilidir. Ne kadar çok hamur açarsanız, o kadar ustalaşırsınız.
Açmış olduğunuz yufkayı ince şeritler halinde kesin, kurumaya başlayıp hafifçe kızarıncaya kadar orta ayarlı (350F-175C) fırında fırınlayın. Fırınlanan hamur şeritleri ılınınca beşer santimlik parçalara bölüp kaynamakta olan tavuk suyunda haşlayıp pişirin. Tavuk suyuna biraz su ekleyebilirsiniz. Hamurlar şeffaflaşmaya ve suyun üzerinde yüzmeye başlayınca pişmiş demektir.
Tabağa önce haşlanmış “mantı”nızı koyun, üzerine nohutlu tavukları ekleyin, en üste de tuzla ezilmiş sarımsağı karıştırdığınız yoğurdu koyun. Yoğurdun üzerine tereyağında kızdırılmış kuru nane ve kırmızı pul biber sosunu gezdirin.
Afiyet olsun
Püf noktası: Havan kasesinin içine küçük küçük doğradığınız sarımsakların üzerine tuz serperseniz, daha çabuk parçalanıp kolay ezilirler.